Galatasaray'da en'ler

G.Saray'da kim nasıldı?
Yeni sezon hazırlıklarını İsviçre ve Almanya'da sürdüren Galatasaray'da 15 yıl aradan sonra yeniden takımın başında göreve getirilen Teknik Direktör Karl Heinz Feldkamp, 15 gün boyunca yapılan kampa da damgasını vuran isim oldu. Milliyet Gazetesi muhabiri Erhan Telli'nin Galatasaray kamp değerlendirmesini sizlere aktarıyoruz: 73 yaşındaki teknik adamın daha ilk günden eşofmanlarını giyerek sahaya inmesiyle başlattığı antrenman temposu, taviz vermez disiplin anlayışı, futbolun ana kaidelerini oyuncularına hatırlatan bilgi ve tecrübeleri, Galatasaray'ın gelecek sezonuna ışık tutan en önemli özellikleri.

Yapılan transferlerle yeni sezona yeni yüzüyle girmeye hazırlanan sarı - kırmızılı takımda, bu kamp daha çok eski oyuncular için son bir şansı değerlendirme fırsatıydı. Feldkamp'ın oynanan 5 hazırlık maçında da, Brezilyalı yıldız Lincoln dışındaki tüm futbolcularına en az birer doksan dakika oynama şansı vermesi ve bu fırsatı ikiye bölerek kullandırtması, ilk maçta gününde olmayan oyuncular için de büyük bir adalet mekanizmasını çalıştırmaya yetti. Alman hocanın, yeni sezonda takımına uygulatacağı sistemi yerleştirmekten çok, eldeki oyuncularını tanımaya yönelik yaptırdığı antrenmanlar ve maçlar zaman zaman sürpriz enstantanelere de sahne oldu.

Feldkamp'ın oyun felsefesi

Bugüne kadar rakip ceza sahası önünde görmeye alışık olmadığımız Song ve Tomas'ın, orta sahada görev yaparak gol atmaya çalışmaları ya da orta sahanın belkemiği görüntüsünde olan İsveçli yıldız Linderoth'un sağ bek oynatılarak kendi kalesi önünde toplar çıkarışı, Feldkamp'ın yerleştirmek istediği 'takım halinde ofans ve takım halinde defans yapabilme özelliği'nin bir dışa vurum örneği oldu. Yenilerin takıma getirdiği dinamizm ve hareket, hem forma savaşının kızışmasına hem de herkesin kendisine çeki düzen vermesine yol açtı. Aykut ve Orkun'dan başlayan rekabet anlayışı, Ümit Karan ve genç Özgürcan'a kadar sürdü.

Oynanan hazırlık maçları arasında İsviçre'deki turnuvada kazanılan Young Boys maçı haricindeki hiçbir doksan dakika, kimseyi tatmin edebilecek düzeyde değildi. Anderletch karşısında eskilerin sıkıcı oyunu, Köln ve Düsseldorf maçlarındaki beraberlikler ve son olarak Bochum karşında alınan yenilgi, Alman hocanın bu takımda daha bir çok şeyi değiştirmesi gerektiğini gösterdi.

Eksikliği açıkça hissedilen Lincoln'ün ve alınacak yeni bir golcünün bu takıma takviye edilmesiyle büyük bir değişimin de başlayacağı anlaşıldı. Ancak, gittikçe azalan zamanın, yenilenen kadrosunu oturtmak zorunda olan Galatasaray'ın aleyhine işlediği de bir gerçek. Eğer sarı - kırmızılı takım bu kritik dönemi bir an önce atlatır ve ihtiyacı olan havayı bulursa, işte o zaman gelecek sezonda taraftarların umutla yeni başarılarını bekleyecekleri bir Galatasaray ortaya çıkacaktır.

KAMPIN ÖNE ÇIKANLARI

ŞANSLISI: AYKUT ERÇETİN

Mondragon'un gidişinin ardından önce 1 numaralı formayı ardından da birinci kalecilik şansını yakalayan Aykut, kamp boyunca yeni transferlerden kaleci Orkun ile tatlı bir rekabetin içiresine girdi. Gurbetçi bir oyuncu olması nedeniyle Feldkamp ile ana dili olan Almanca'yla anlaşarak yeni hocasıyla uyum sorununu çabucak aştı. Kamp boyunca başarılı bir görnütü sergileyerek şansını daha da arttırdı.

ŞANSSIZI: HAKAN ŞÜKÜR

Geçen sezon yaşadığı sakatlıkların ardından bu sezona tempolu başlayan takım kaptanı Hakan Şükür, yine talihsiz bir sakatlık yaşayarak takımdan ayrı kalmak zorunda kaldı. İsviçre kampının üçüncü gününden itibaren Almanya kampının sonuna kadar arkadaşlarından ayrı kalan Hakan, kampın en şanssız futbolcusu olarak adını yazdırdı.

EN NEŞELİSİ: HASAN ŞAŞ

Yıldız oyuncu İsviçre kampına sönük, Almanya kampına ise oldukça formda girdi. Formundan kastettiğimiz sahadaki performansından çok kendine özgü espirili kişiliği ve hazırcevaplılığıydı. Sürekli yeni transferlerden Lincoln ile uğraştı. Sıcak dostluklar kurdu, şakalarıyla Brezilyalıyı canından bezdirdi. Antrenmanların da neşe kaynağı olan Hasan Şaş, zaman zaman en çok isyan eden oyuncuların başında da geldi.

ÇIKIŞ YAPANLAR: SERKAN ÇALIK - BARIŞ ÖZBEK

Galatasaray'ın Essen'den alarak renklerine bağladığı gurbetçi yıldızları Serkan ve Barış, Young Boys maçında sergiledikleri performansla herkesi kendilerine hayran bırakırken, formanın en büyük adayları arasında olduklarını da gösterdiler. Serkan, bir forvet oyuncusuna göre fizik olarak yeterli düzeyde gözükmese de, çabukluğu, hızı, tekniği ve karıştırıcı özelliğiyle rakip defansların korkulu rüyası oldu. Barış, gerek fiziği gerekse performansı ile sağlam bir görüntüdeydi. Her iki oyuncu da kampın çıkış yapan oyuncularıydı.

İNİŞ YAPANLAR: CİHAN - ORHAN - NECATİ

Yurdışı kampının en moralsiz isimleri şüphesiz daha kampa gitmeden gönderilecekler arasında isimleri geçen oyunculardan Cihan Haspolatlı ve Orhan Ak oldu. Orhan, İsviçre kampının ilk gününde geçirdiği bir hastalık nedeniyle yaklaşık 5 gün boyunca arkadaşları ile birlikte çalışamayarak şanssız bir başlangıç yaparken, Cihan sessizliğini kamp boyunca korudu. Bu ikiliye moralsiz gözüken Necati Ateş'de eklenince, kampın iniş yapanlar listesine bir yıldız daha kaydı.

HAYAL KIRIKLIĞI: İSMAEL BOUZİD

Feldkamp'ın transferlerinden biri olan İsmael Bouzid, oynadığı karşılaşmalarda kendisinden bekleneni bir türlü vermeyerek, başta transferini bitiren yöneticiler olmak üzere herkeste bir endişe ve hayalkırıklığı yarattı. Teknik özellikleri yüksek bir stoper olmasına karşın, yaptığı hatalarla dikkat çekti.

SÜRPRİZİ: CASSİO LİNCOLN

Kamp boyunca oynanan maçlarda herkesin yakından seyretmek istediği tek isim olan Brezilyalı yıldız oyuncu Lincoln, Feldkamp tarafından hibir maçta oynatılmayarak tam anlamıyla sürpriz adam haline geldi. Rakip takımların hocaları bile Lincoln'ün neden oynamadığına bir anlam veremezken, Brezilyalı oyuncu yeni takımını sürekli tribünden izlemek zorunda kaldı.

İSTİKRARLISI: LİNDEROTH

İsviçre ve Almanya'daki kampların en istikrarlı oyuncusu olarak göze çarpan futbolcu Tobias Linderoth oldu. İsveç'li oyuncu kendisinden istenilen her şeyi büyük bir titizlikle çalışarak yerine getirirken, maçlardaki performansıyla da alkış aldı. Son maçta alışık olmadığı sağ bek mevkisinde bile sırıtmayarak, iyi bir oyun çıkardı.